17.08.2017
17 Ağustos 1999 Büyük Marmara Depreminin 18. yıldönümünde.
Ülkemizde yaşanan en büyük ve unutulmaz felaketlerden biri olan 17 Ağustos 1999 Büyük Marmara Depreminin 18. yıldönümünde mevcut yapı stokumuzun ne kadar güvenli olduğu tartışmaları sürmektedir. Aynı bölgede beklenmekte olan 7 ve üzeri şiddetteki deprem, deprem farkındalığı ve yapı güvenliği konusunda bu güne kadar yapılanları ve yapılması gerekenleri bir kez daha değerlendirmeyi zorunlu kılmaktadır. Buradaki amaç süreci iyi değerlendirerek, ülkemizin daha güvenli yapılara kavuşmasını sağlamak ve depremi bir risk olmaktan çıkarmaktır. Tüm kentsel dönüşüm çabalarına karşın ülkemizdeki riskli yapı sayısı 7 milyonu aşmaktadır. Güvenli olmayan bu 7 milyon yapının 2 milyonu ise İstanbul’da bulunmaktadır.
2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 6306 Sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun” ile başlayan kentsel dönüşüm çalışmaları, güvenli olmayan yapıların yıkılarak, bütüncül bir planlamayla sadece tekil binaların değil, mahallelerin, semtlerin, kentlerin düzgün yapılaşmasının sağlanacağı amaçlanmasına karşın, maalesef uygulamalar bu doğrultuda tam anlamıyla yapılamamış, rant elde etme ana hedef haline gelmiştir. Bugün Kentsel dönüşüm projelerinin tamamlanması için gerekli olan süre 20 yıl olarak görünmektedir. Eğer İstanbul'da Deprem Master Planı hazırlandığı 2002 yılı itibariyle uygulanmaya başlansaydı, 15 yılda bina sokunda büyük oranda depreme hazırlık söz konusu olabilecekti.
Bu konudaki bir diğer çalışma ise 2007 tarihli “Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği”nin revizyonudur. 2013 yılında başlayan revizyon çalışmalarının bitişi 2017 yılı sonunu bulacak gibi görünmektedir. Kamuoyu bu çalışmanın bitmesini ilgiyle beklemektedir. İlgili bir diğer konu ise, deprem sonrası oluşacak yangınların yaratacağı kayıp ve hasarlardır. Dolayısıyla, yapılarda hem deprem güvenliğini hem de eş zamanlı olarak yangın güvenliğini sağlamak en temel hedefi oluşturmaktadır. Bu doğrultuda, önümüzdeki 10 yıllar içinde yeniden bir kentsel dönüşüm ihtiyacı yaratmayacak biçimde deprem güvenli- yangın güvenli- sağlıklı binalar inşaa etmek tüm ilgililerin ortak amacını oluşturmalıdır.
T.C. Bayındırlık Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü eksperlerinin 17 Ağustos depremi sonrası bölgede yaptıkları inceleme neticesinde verdikleri raporlarda, Gazbeton Yapı Sistemi ile inşa edilmiş olan binlerce konutun 1999 Marmara Depremini hasarsız olarak atlattığı bilinen bir gerçektir. Hafif bir kagir yapı malzemesi olan gazbeton, yapılara ek yük getirmeyerek, depreme karşı yapının dayanımını artırır. Bunun yanı sıra gazbeton, A1 sınıfı hiç yanmaz bir yapı malzemesi olması nedeniyle, deprem sonrası çıkabilecek yangınlarda yaşam güvenliği ve yapı güvenliğini sağlayarak, büyük kayıpların engellenmesine katkıda bulunmaktadır.
Gazbeton sektörü olarak,ülkemizde deprem güvenli, yangın güvenli, enerji verimli, sağlıklı, çevre dostu, çağdaş yapıların çoğalmasına katkıda bulunmaya devam edeceğiz.
2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 6306 Sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun” ile başlayan kentsel dönüşüm çalışmaları, güvenli olmayan yapıların yıkılarak, bütüncül bir planlamayla sadece tekil binaların değil, mahallelerin, semtlerin, kentlerin düzgün yapılaşmasının sağlanacağı amaçlanmasına karşın, maalesef uygulamalar bu doğrultuda tam anlamıyla yapılamamış, rant elde etme ana hedef haline gelmiştir. Bugün Kentsel dönüşüm projelerinin tamamlanması için gerekli olan süre 20 yıl olarak görünmektedir. Eğer İstanbul'da Deprem Master Planı hazırlandığı 2002 yılı itibariyle uygulanmaya başlansaydı, 15 yılda bina sokunda büyük oranda depreme hazırlık söz konusu olabilecekti.
Bu konudaki bir diğer çalışma ise 2007 tarihli “Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği”nin revizyonudur. 2013 yılında başlayan revizyon çalışmalarının bitişi 2017 yılı sonunu bulacak gibi görünmektedir. Kamuoyu bu çalışmanın bitmesini ilgiyle beklemektedir. İlgili bir diğer konu ise, deprem sonrası oluşacak yangınların yaratacağı kayıp ve hasarlardır. Dolayısıyla, yapılarda hem deprem güvenliğini hem de eş zamanlı olarak yangın güvenliğini sağlamak en temel hedefi oluşturmaktadır. Bu doğrultuda, önümüzdeki 10 yıllar içinde yeniden bir kentsel dönüşüm ihtiyacı yaratmayacak biçimde deprem güvenli- yangın güvenli- sağlıklı binalar inşaa etmek tüm ilgililerin ortak amacını oluşturmalıdır.
T.C. Bayındırlık Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü eksperlerinin 17 Ağustos depremi sonrası bölgede yaptıkları inceleme neticesinde verdikleri raporlarda, Gazbeton Yapı Sistemi ile inşa edilmiş olan binlerce konutun 1999 Marmara Depremini hasarsız olarak atlattığı bilinen bir gerçektir. Hafif bir kagir yapı malzemesi olan gazbeton, yapılara ek yük getirmeyerek, depreme karşı yapının dayanımını artırır. Bunun yanı sıra gazbeton, A1 sınıfı hiç yanmaz bir yapı malzemesi olması nedeniyle, deprem sonrası çıkabilecek yangınlarda yaşam güvenliği ve yapı güvenliğini sağlayarak, büyük kayıpların engellenmesine katkıda bulunmaktadır.
Gazbeton sektörü olarak,ülkemizde deprem güvenli, yangın güvenli, enerji verimli, sağlıklı, çevre dostu, çağdaş yapıların çoğalmasına katkıda bulunmaya devam edeceğiz.